top of page
To test this feature, visit your live site.
Yazarlarımız
Hoş geldiniz! Etrafa bir göz atın ve yazarlarımızla tanışın.
New Posts
- İmdat AvşarBulut küsmüş Cengiz Han'a Sır oldu kutlu gölgesi Saçını çöz Nayman Ana Düştü Kırgız'ın kalesi Yedeğinde bir ak kula Vakitsiz çıktı bak yola Kavuştu mu Törekul'a Hasretle dolu heybesi Ötelerden esen bu yel Alatov'da döker gazel Kopuzumdan koptu bir tel Sustu sazın şah perdesi Ey yağız yer kucakla sar Koynunda bir oğul yatar O ak kanatlı bir tulpar Tanrı Dağı'nın nefesi Destanlar söyleyip gitti Çolpanımız kayıp gitti Bizi böyle koyup gitti Kırgız elinin bilgesi Uygur Özbek Tatar gelmiş Türkler katar katar gelmiş Ayağı yer tutar gelmiş Ne görkemdi cenazesi Hey öteler hey beriler Hey ölüler hey diriler Divana durun çeriler Gelen Cengiz efsanesi Gün dağların kucağında Seherin ala çağında Er Manas'ın otağında Karşılama hengamesi Dede Korkutl'la bir telden Aynı soydan aynı dilden Cennet bağını dört koldan Sarar Türk'ün velvelesi Sibirya kışını gördü Ejderin dişini gördü Kurtların düşünü gördü Er Manas'ın bir tanesi Yaramız işler derine Feleğin bize zoru ne Cengiz Ağa'mın yerine Bir 'Kardeş Kalem' ölesi Arzuları yele verdim Leylaları çöle verdim Saraları sele verdim Yeter bize Cemile'si Yiğidim seksen yaşında Ak tüyler bitmiş döşünde Harput'ta Kayabaşı'nda Yankılanıyor gür sesi İmdat Avşar
- İmdat Avşarİsmail Samed'e Tabutlara yağdı bak karanfili baharın Yalancı bir cemredir suyu veren ateşe Ağıt yakar şahperde yırtılır göğsü tarın Topla gök bayrakları Altaylardan menekşe Urumçi'ye kan düştü Boynunda bir hamail Hakka yürür İsmail Yalnız bir yiğit değil Ulu Türkistan düştü Açma vakti değil gül han salınır urganda Erlerin çehresinde kaşını çatar hüzün Çekik gözlü bir yağmur çiseliyor Turfan'da Bu idamın sureti sustuğu andır sözün Ufka kızıl tan düştü Vatan düşmez dilinden Ecel koymaz yolundan Dokuz Oğuz elinden Uçmağa bir can düştü Daha sen başını kaldırmadın kardelen Bayram arifesinde adaklar adayan kim Nemrutlardır yurdumuzda boy veren Titriyor haritada gezinen elim İbrahim İbrahim İsmail kurban düştü Bu Türk'ün cezir çağı Ağla ey Tanrı dağı Yıkıldı han otağı Haneme figan düştü İmdat Avşar
- İmdat Avşarbozkırda eriyen kardır yalnızlık geceleyin dağdan inen bir kaçak bir sevdalı rüzgâr eser her seher alır götürür beni doğduğum yere ağaçtan atını sular bir çocuk gözlerime koşarak yosun kokan bir denizdir yalnızlık azgın dalgalar büyütür durmadan tükenir kıyısına varan her ırmak birden söner ışıkları tüm limanların fenerler söner yelkenleri deli sular yutacak son odada bir gelindir yalnızlık geceleri bir amansız devi emzirir bütün aynaları tuzak kilitlenir kapılar kendiliğinden hüzne bölündükçe çoğalır yüzüm kırılan aynaya bak yürüdükçe daralan bir sokaktır yalnızlık dağların kucağında bir küçük şehir bütün şehirlerden uzak meydanları üstüme üstüme gelir gözlerime değer yeşim gözleri yağmurlar boşanacak anamın ağıtlarından seker bir serseri kurşundur şu yalnızlık duvarda asılı bir paslı bıçak can evime kan doldurur her akşam bu yüzden susarım geceler boyu çoğalır firak karanlık basınca kaldırımları ulur odalarda ulur yalnızlık içimde bir şarkı başlar suznâk korku bir kuytuda yutar sözleri kopar gecenin ipi dağılır düşler şiir en tenha durak İmdat Avşar
bottom of page