Muharrem Ertaş'ın ruhuna fatihayla.
Aydost bozlakların esrarlı dili
A'rafta ünleyen fermanlı deli
Yokuşa sür yine mızrabı teli
Sazda en hüzünlü perdesin usta
Sinezen garibim nerdesin usta
Kırklar divanına yol oldu sazın
Hayran idin hakka vardı niyazın
Gaipten mi geldi senin avazın
Son perdede mahşer kurulur usta
Feryadınla canlar dirilir usta
Yana yana ateşlerden dem aldın
Yokluk ikliminin abdalı oldun
Sazınla göklere velvele saldın
Bağrımız taş olsa erirdi usta
Yörükler yaylaya yürürdü usta
Obalar derilmez beyler bir garip
Dağıldı düğünler köyler bir garip
Bilir hatasını söyler bir garip
Bozlağın mayası bozuldu usta
Kopuzla bendimiz çözüldü usta
Seninle çağlayıp durdu bozlaklar
Ezgiler şahını sordu bozlaklar
Kurt Beli'ni aştın yordu bozlaklar
Avşar elleri'yle şakıyan usta
Bozlak değil meydan okuyan usta
Bir ömür çileye yol gösteren oy
Kerem'in ardından izler süren oy
Bozkırın ufkuna ağıt geren oy
Kalk söyle türküler susmasın usta
Emanet figanı kesmesin usta
Aydost topraklara dağılmış sesin
Hicranı eleyip boğulmuş sesin
Bir beyaz mermere yığılmış sesin
Unutmadım seni duy beni usta
Nöbette bir aşık say beni usta
İmdat Avşar